Organik gıda, yalnızca “temiz” veya “sağlıklı” olduğu iddia edilen ürünler değildir. Organik ifadesi, üretimin her aşamasının resmî olarak denetlendiği ve belgelendirildiği bir sistemi ifade eder.
Organik tarımda;
• Kimyasal pestisitler kullanılmaz
• GDO’lu tohumlara izin verilmez
• Yapay gübre, hormon ve antibiyotikler yasaktır
• Toprak, su ve üretim zinciri düzenli olarak kontrol edilir
Bu kurallar Türkiye’de Tarım ve Orman Bakanlığı, Avrupa Birliği ve ABD Tarım Bakanlığı gibi kurumlar tarafından açıkça tanımlanmış ve denetlenmektedir.
Kısacası bir ürün “organik” diyorsa, bu yalnızca bir iddia değil; belgelenmiş bir üretim sürecinin sonucudur.
“Doğal” ifadesi ise günlük hayatta sıkça kullanılmasına rağmen, çoğu ülkede organik kadar net bir tanıma sahip değildir. Bir ürün doğal olarak adlandırılabilir; ancak bu, o ürünün nasıl üretildiğine dair bağlayıcı bir denetim olduğu anlamına gelmez.
Pratikte bu şu anlama gelir:
• Ürün doğal olarak pazarlanabilir
• Ancak pestisit kullanılmış olabilir
• Üretim süreci denetlenmemiş olabilir
• Etiket üzerindeki ifade tamamen üreticinin beyanına dayanabilir
Bu durum özellikle bebek beslenmesi söz konusu olduğunda önemli bir fark yaratır. Çünkü “doğal” ifadesi tek başına, güvenli üretimin garantisi değildir.
Ebeveynlerin en çok zorlandığı nokta tam da burasıdır. Çünkü iki ifade kulağa benzer gelse de, aralarındaki fark oldukça nettir.
Organik ürünler:
• Sertifikalıdır
• Denetlenir
• İzlenebilir bir üretim sürecine sahiptir
Doğal ürünler ise:
• Sertifika zorunluluğu taşımaz
• Denetim garanti değildir
• İçerik güvenliği değişkenlik gösterebilir
Bu nedenle özellikle bebek beslenmesinde, kontrol edilebilen ve doğrulanabilen sistemler çok daha önemlidir.
Bebekler yetişkinlere kıyasla:
• Çok daha düşük vücut ağırlığına sahiptir
• Bağışıklık sistemleri henüz tam gelişmemiştir
• Dış etkenlere karşı daha hassastır
Bu yüzden yetişkinler için “küçük” sayılabilecek kalıntılar, bebekler için daha büyük riskler oluşturabilir. Özellikle pestisit maruziyeti konusunda yapılan bilimsel çalışmalar, erken yaşta temasın uzun vadeli etkiler yaratabileceğini göstermektedir.
Bu noktada organik gıdaların öne çıkmasının nedeni, riskin tamamen ortadan kalkması değil, mümkün olan en düşük seviyeye indirilmesidir.
Bu nedenle özellikle ek gıdaya geçiş döneminde, yalnızca ürün etiketlerine değil, bebeğin ayına uygun bir beslenme planına da dikkat etmek gerekir. Ek gıdaya ilk adımın nasıl atılması gerektiğini merak eden ebeveynler için hazırladığımız 6 aylık bebek ek gıda tablosu ve beslenme rehberi, bu süreci daha güvenli ve anlaşılır hale getirebilir.
Özellikle bağışıklık sistemi henüz gelişme aşamasında olan bebeklerde, beslenme tercihleri yalnızca kısa vadeli değil, uzun vadeli etkiler de yaratabilir. Organik beslenmenin çocuklarda bağışıklık sistemi üzerindeki rolünü daha detaylı ele aldığımız yazımızda, bu konuyu bilimsel veriler ışığında incelemeye çalıştık.
Bu da sıkça sorulan sorulardan biridir.
Evde hazırlanan veya “katkısız” olarak satılan ürünler elbette değerlidir; ancak organik ile aynı anlama gelmez.
Bir ürünün:
• Evde yapılmış olması
• Katkı maddesi içermemesi
onu otomatik olarak organik yapmaz. Çünkü organiklik, yalnızca son ürünü değil, hammaddenin yetiştirildiği koşulları da kapsar.
Ev yapımı mamalar güvenli bir tercih olabilir; ancak hammaddenin kaynağı bilinmiyorsa, organik standartları karşıladığı söylenemez.
Ebeveynler için en sağlıklı yaklaşım, etikete tek bir kelimeye odaklanarak değil, bütüncül bakarak karar vermektir.
Alışveriş sırasında şu noktalar yol gösterici olabilir:
• Resmî organik sertifika logoları
• Açık ve sade içerik listesi
• Yaşa uygunluk bilgisi
• Üretici ve sertifikasyon bilgileri
Bu detaylar, ürünün yalnızca ne olduğu değil, nasıl üretildiği hakkında da fikir verir.
Özetlemek gerekirse:
• Doğal ifadesi iyi niyetli olabilir ama tek başına yeterli değildir
• Organik, denetlenen ve belgelenen bir üretim sistemini temsil eder
• Bebek beslenmesi gibi hassas bir alanda, belirsizlik yerine doğrulanabilirlik tercih edilmelidir
Organibebe’de ürün seçerken yalnızca etiketlere değil, üretim sürecinin tamamına bakmamızın nedeni de tam olarak bu. Çünkü bebek beslenmesinde bugün yapılan küçük tercihler, yarın büyük farklar yaratabilir.





